COĞRAFYA BİLİMİNİN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GELİŞİMİ
- Cografya

- 30 Ağu 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 May
Coğrafya kelimesi, ilk kez İlk Çağ’da (MÖ III. yüzyıl) Mısır’ın İskenderiye şehrinde yaşamış Erotesthenes (Erotestenes) tarafından kullanılmıştır. "Geography" adlı eserinde ilk kez coğrafya terimini kullanmıştır. Dünya'nın çevresini ve eksen eğikliğini hesaplamıştır.Yaz gün dönümünde (21 Haziran) İskenderiye ve Asvan arasında güneş ışınlarının düşme açısındaki farktan yararlanarak bir derecelik meridyen yayı ve dünyanın çevre uzunluğunu gerçeğine yakın bir şekilde hesaplamıştır. O dönemde bilinen dünyanın bir haritasını çizmiş ve bu bilime geographe (gegrafi) yani coğrafya adını vermiştir.

Coğrafya ismi eski Yunan döneminde, Latince Geo (Jeo = yer) ve Graphien (Grafeyin) (tasvir etmek) kelimelerinin birleşmesiyle Geographien "Yerin tasfiri" anlamına gelmekteydi. Türkçeye ise Fatih Dönemi’nde (15. yy.) girmiştir. Bugünkü anlamda coğrafya, doğal ortam ile insan arasındaki etkileşimi araştırarak bu etkileşimin sonuçlarını sentez hâlinde veren bir bilimdir.

Dünyanın bilinen en eski haritalarından biri olarak kabul edilen Babil haritası ile Çatalhöyük Haritası'dır. Dünyanın bilinen en eski haritalarından biri olarak kabul edilen bu duvar resmi, Konya’da yapılan kazılarda bulunmuştur. Bu haritada basit bir yerleşme krokisi ve o zaman aktif olduğu anlaşılan Tuz Gölü’nün güneydoğusundaki volkanlardan biri yer almaktadır.
İLK ÇAĞ’DA COĞRAFYA
İlk coğrafi düşüncelere Anadolu, Mısır ve Mezopotamya dolaylarında yaşayan Mısırlı, Babilli ve eski Yunan filozofların eserlerinde rastlanmaktadır. Bu dönemdeki destansı yapıtlar, coğrafyanın ilk eserleri sayılmaktadır.

Dönemin düşünürleri eserlerinde coğrafya, matematik ve tarih konularına bir arada yer vermişlerdir. İlk Çağ’da coğrafi bilgiler gezilen yerlerin tasvir edilmesi ile basit planlar ve haritalar çizilmesi yöntemleriyle ortaya konmuştur.

Dünya’nın şekli ve yapısı ile ilgili fikirler öne süren Thales

İnsan çevre ilişkilerine değinen İyonyalı Heredot, Güney Avrupa, Anadolu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere birçok yeri gezmiştir.
Doğal kaynaklar ile devletlerin gelişiminin ilişkisine değinen Aristoteles, " Politika " adlı eserinde coğrafi bilgilere yer vermiştir. Bu çalışmada özellikle çevre koşullarının devletin gücü üzerindeki etkilerini ele almıştır. Ayrıca Dünya'nın yuvarlak bir şekle sahip olduğu görüşünü ileri sürmüştür.

İlk Çağ'da ün yapmış coğrafyacılardan biri Batlamyus'tur. "Geographica Hyphegesis" adlı eserinde çok sayıda yer adından söz etmiş ve bunların coğrafi koordinatlarını belirtmiştir. Ayrıca harita çizim yöntemleriyle ilgili bilgiler vermiştir.

Erotesthenes’in coğrafya ile ilgili yaptığı çalışmalara Roma Dönemi’nin en ünlü coğrafyacısı olan Amasyalı Strabon 17 ciltlik Geographica adlı eserinde yer vermiştir.
ORTA ÇAĞ’DA COĞRAFYA
Orta Çağ'da kilisenin baskısından dolayı Avrupa'da coğrafya duraklama devrine girmiştir. Bu dönemde coğrafya bilimine İslam coğrafyacıları katkıda bulunmuştur. Mesûdi, Biruni, İdrisi ,İbni Batuta ve İbni Haldun , bu bilim insanlarının başlıcalarıdır.
Mesûdi : Arap tarihçi, coğrafyacı ve gezgindir. "Murûc ez-Zeheb" ve "Ma'din el- Cevahir "(Altın Bozkurtlar ) adlı eserlerinde dünya tarihi ve coğrafyasına geniş yer vermiştir. Orta Doğu , Kafkasya , Hindistan , Sri Lanka ve Çin'e seyahat etmiştir.
Biruni : Matematik , astronomi ,tarih, ve coğrafya alanında çağının en ünlü bir bilim insanıydı. Çok sayıda eser yazmış olan Biruni , eksen eğikliği ve Dünya'nın yarı çapını hesaplamıştır. Bu hesaplamalar günümüzde hesaplanmış değerlere çok yakındır.

İdrisi: Akdeniz ülkelerini gezmiştir. Gezdiği yerlerle ilgili çok sayıda eser yazmış ve bir dünya haritası hazırlamıştır.
İbni Batuta: Yaşadığı Fas'tan hac görevini yerine getirmek için Mekke'ye giderken Kuzey Afrika ve Orta Doğu' da seyahatler yapmıştır. Hac ziyaretini gerçekleştirdikten sonra da seyahatine devam eden Batuta, topladığı bilgileri, yazdığı bir kitapta dile getirmiştir.
İbni Haldun: Birçok bilim dalıyla olduğu gibi coğrafyaya da ilgilenmiştir. Bu bilim insanı, çok tanınmış olan "Mukaddime" adlı eserini yazmıştır. Bu eserinde iklimin insan yaşamına etkisi, göçebe ve yerleşik kültürler , kır ve şehir yerleşmeleri ile geçim tarzları üzerinde durmuştur.


Yeni Çağ'da Coğrafya
Avrupa'da Rönesans hareketleri ile başlayan Yeni Çağ'daki coğrafi keşifler, dünyanın bilinmeyen yerlerinin keşfedilmesini ve dünyanın büyük kısmıyla ilgili bilgiler elde edilmesini sağlamıştır. Bu dönemde kaşiflerin yanı sıra Türk coğrafyacıları da coğrafya bilimine katkılar sağlamışlardır. Piri Reis, Katip Çelebi ve Evliya Çelebi, bunların başındadır.
1486'da Bartelemeo Diaz'ın Ümit Burnu'nu keşfetmesi
1498'de Vasco de Gama'nın Ümit Burnu'nu aşarak Hindistan'a ulaşması,
coğrafi bilgilerin artması bakımından önemli gelişmelerdir.
Cristof Colomb'un 1492'de Amerika Kıtası'na ulaşması ve Amerigo Vespuçi'nin 1507'de buranın yeni bir kıta olduğunu keşfetmesi; Macellan ve Del Cano'nun gerçekleştirdikleri seyahatle Dünya'nın yuvarlak olduklarını kanıtlamaları Dünya'nın tanınması bakımından önemli gelişmelerdir.
Piri Reis: Coğrafyaya katkıda bulunan denizcilerindendir. Piri Reis'in coğrafyaya katkısı daha çok harita alanında olmuştur. En büyük eseri Kitab-ı Bahriye'dir.
Seydi Ali Reis: Denizciliğin ve matematiğin yanı sıra coğrafya ile de ilgilenmiştir. "Muhit" adlı eserinde coğrafya ve denizcilikle alakalı bilgiler yer almaktadır. Ülkelerin görünüşü anlamına gelen "Mir'at ul Memalik" adlı seyahatnamesinde ise gezdiği yerleri anlatmıştır.
Katip Çelebi: Gezdiği yerleri anlatan ve dünyanın aynası anlamına gelen "Cihannüma" adlı eseri, ölümünden sonra İbrahim Müteferrika tarafından yayınlanmıştır.
Evliya Çelebi: Gezdiği yerler hakkındaki tüm bilgileri 10 ciltlik "Seyahatname" adlı eserinde toplamıştır.
Yakın Çağ'da Coğrafya
Bu dönemde coğrafya biliminin gelişmesinde Alman bilim insanları ön plana çıkmıştır. Coğrafyanın metodolojisi bu dönemde oluşturulmuştur.
Coğrafya İlminde Tarihi Esaslar ve Mukayeseli Genel Coğrafya adlı eserin sahibi Carl Ritter beşeri coğrafyanın kurucusu olmuştur.

Alman coğrafyacı Fredrich Ratzel, Antropocoğrafya adlı eserini yazmıştır. Siyasi coğrafyanın kurucusudur.

Von Humbolt coğrafyanın metodolojisini oluşturmuş, coğrafya biliminin ilkelerini öne koymuş ve fiziki coğrafyanın öncüsü olmuştur. Çalışmalarını Cosmos aslı eserinde toplamıştır.

Bu dönemde James Cook'un Newfoundland ve Labrador adlı bilim insanları ile gerçekleştirdiği araştırma gezileri sonucu keşfettikleri ada (Newfoundland Adası) ve yarımadaya (Labrador Yarımadası) bu bilim insanlarının adları verilmiştir.
Modern Türkiye'ye girişi 20.yy başlarına rastlamaktadır. Faik Sabri Duran, Ali Macit Arda ve Hamit Sami Selen gibi isimlerle ülkemizde coğrafya biliminin temelleri atılmıştır.
Cemal Arif Alagöz, Besim Darkot, İbrahim Hakkı Akyol, Reşat İzbırak ve Sırrı Erinç gibi isimlerin Türkiye'de coğrafyanın gelişmesine büyük katkıları olmuştur.




